Bebekler için baş çevresindeki gelişme, boy ve kilo gelişimi kadar önemli bir unsurdur.
Baş çevresindeki büyüme bebeğin beyin gelişimi açısından oldukça önemlidir. Gelişimin normal değerlerin altında kalması beyin gelişiminin olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Bu yüzden zaman zaman bu ölçümün yapılması gerekir. İlk altı ayda her ay, 18 aya kadar belli aralıklarla baş çevresi ölçümü yapılmalıdır. Bıngıldağın erken dönemde kapanması, baş çevresinin gelişimini etkileyebilir. Bıngıldak normalde 18 ayda kapandığından, bu süreç oldukça önemlidir. Baş çevresi ölçümü evde yapıldığı kadar, sağlık ocaklarında ve çocuk doktorundaki muayene sırasında ölçülebilir. Doğru bir ölçüm için, başın arka çıkıntısından ve ön taraftan kaş üstünden geçerek bir ölçüm yapılmalıdır. Bebeklerin baş çevresinin büyüklüğü kalıtımsal özelliklere bağlı olduğundan, diğer bebeklerle bir kıyaslama yapılmamalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken değerlerin normalin altında ya da üzerinde bir büyüklük elde edilmemesidir. Bebeğin yaşının baş çevresiyle orantılı olmalıdır. Bu nedenle aileler bebeklerinde gelişimi takip ederken, baş çevresi ölçümüne önem vermelidir. Bunun bebeklerinin beyin gelişiminde önemli olduğunu unutmamaları gerekir.
Bebekte baş çevresi değeri neden önemlidir?
Bebekte kilo ve boy ölçümü genel sağlık üzerinde bilgiler elde edilmesini sağlarken, baş çevresi beynin fonksiyonlarının değerlendirilmesi hakkında önemli ipuçları verir. Beyin fonksiyonlarında olan bozukluklarda, baş çevresi ölçümü anormal değerlerde olmaktadır. Bebeklerde boy ve kilo değerlerinde olduğu gibi, baş çevresinin ölçümünün de bir eğrisi olur. Yapılan ölçümlere göre, bu eğride bir değerlendirme yapılır. Bu sayede bebeğin baş çevresinin küçük ya da büyük olduğu belirlenebilir. Baş çevresi değeri büyük olduğunda makrosefali, küçük olduğunda mikrosefali durumu söz konusu olur. Yapılan ölçümlerde bu kolay bir şekilde belirlenebilir.
Bebeğin doğumdaki baş çevresi nasıldır?
Baş çevresi bebeğin beyin gelişiminin en önemli göstergesi olarak kabul edilir. Doğumda bebeğin başının boyuna oranı ¼ kadardır. Baş çevresinde olan artış doğum öncesindeki dönemde ve doğumun arkasındaki ilk aylarda daha hızlı olur. Ortalama olarak doğumdaki baş çevresi 35 cm kadardır.
Bebekte yapılan baş çevresi ölçümündeki her değer sorun olarak algılanır mı?
Bebekte baş çevresindeki büyüklük tek başına sorun olarak değerlendirilmez. Burada bebekte olan öykü çok önemlidir. Bebeğin anne ve babasının baş çevresi ölçümü, ailedeki diğer kişilerin baş çevresi ölçümü gibi değerlendirmelerin dışında, annenin doğuma kadar gördüğü tedaviler, bebeğin kuvözde kalıp kalmadığı gibi etkenler hakkında gerekli bilgiler alınır. Bebeğin baş çevresi ölçümünün boyu ve kilosuyla oranı değerlendirilir. Mikrosefali ya da makrosefali tespit edilen bebeğin, iyice muayene edilmesiyle birlikte, diğer bulgular araştırılır.
Bebeğin muayenesi sırasında neler araştırılır?
Başın genel görünümü: Bebeğin yapılan muayenesinde baş çevresinin ölçülmesi sırasında, başın genel görüntüsü değerlendirilir. Bebek oturtularak baş şeklindeki anormallikler izlenebilir.
Ciltte bulunan lekeler: Muayene sırasında bebek çırılçıplak soyulur ve cildinde olan tüm lekeler incelenir. Lekelerin koyu ve açık olması bu konuda önem taşımaktadır. ‘Cafe au lait’ adı verilen koyu kahve renginde olan lekeler sayı bakımından normal sınırların üzerinde olursa, bebekte nörofibromatozis hastalığını düşündürecek bulgular olarak değerlendirilir.
Göz dibi muayenesi: Baş çevresi ölçümünde normalin dışında bir değer tespit edilmiş olan bebeğe, göz dibi muayenesi yapılmaktadır. Bu bölgede saptanacak bir anormallik halinde, baş çevresi için daha ileri tetkikler yapılması düşünülür.
Bacak muayenesi: Bebeğin muayenesi sırasında zayıflık ve güçsüzlük olması halinde, bu durum beyin fonksiyonlarının değerlendirilmesi açısından bir ipucu olarak değerlendirilir.
Bebeğin muayenesinde istenen tetkikler nelerdir?
Ultrasonografi: Bebekte bıngıldak kapanmaz ve olması gerekenden daha büyükse ultrasonografiyle bazı sonuçlara ulaşılabilir.
Kontrastsız tomografi: Bebekte ultrasonografi yapılamadığında, bu tetkikten faydalanılabilir. Tetkikle karıncık boyutlarıyla, beyin zarı altındaki sıvı birikimleri kesin olarak değerlendirilir.
MR: Bu tetkik teşhis koyulmasında zorluk yaşanan durumlarda ve beyin dokusunda olan nadir hastalıkların tespitinde son derece faydalıdır.
Bu tetkikler sırasında bebeğin anestezi almasına gerek olmamaktadır. Bebekte yapılacak tetkiklerde öncelik ultrasonografi olmalıdır.
Bebeğe makrosefali teşhisi koyulursa
Baş çevresinin büyüklüğü tespit edildiğinde, yapılacak görüntüleme tetkikleriyle bir patoloji belirlenirse bebeğin beyin cerrahına yönlendirilmesi gerekir. Bu tetkiklerde normal değerler saptanırsa bebeğin gelişimi takibe alınır. Beyin içinde biriken sıvı nedeniyle baş çevresi büyüklüğü olduğu belirlenirse bu beyin cerrahı tarafından boşaltılır. Bunu yapmak için karın boşluğu içine yerleştirilen kanül yardımıyla beyin dokusunun basınç altında kalmasına engel olunur. Ancak genellikle baş çevresi büyüklüğü bu sıvıdan dolayı oluşmaz. Beyin dokusundaki büyüklük bebekte makrosefali oluşturur. Ailede genellikle bu sorun vardır. Bu durumda müdahaleye gerek olmadan bebeğin gelişimi izlenir. Bebeklerde makrosefali olgusuna gelişme geriliği eklenirse, bu durumda bebeğin nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Mikrosefali teşhisi nasıl koyulur?
Bebekte mikrosefali teşhisi yapılırsa bunun da kalıtımsal olduğu düşünülebilir. Buradaki en önemli şey, baş çevresi ölçümündeki sapmanın değerlendirilmesi ve miktarının ne olduğudur. Normal değerin 3 üzerinde olan sapmalarda, beyin fonksiyonlarında bozulma izlenebilir. Beyinde yavaş büyüme olurken, fonksiyonlarında bozulmalar olabilir. Fonksiyonlarında yavaş bir gelişme görülür. Bebekte bıngıldak daha erken dönemde kapanma gösterir. Bu durumda cerrahi müdahale yapılmış olsa bile, beyin fonksiyonlarının kazanılması oldukça güç bir hale gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder