Çocuklarda Disleksi hastalığı ve belirtileri hakkında bilinmesi gerekenler...
Çocuklar bireysel farklılıklarla doğarlar. Bazı çocukları büyütmek, anne-babadan daha fazla enerji çekerken, bazıları ise daha kolay büyür. Bu gibi durumlarda çocukların neden diğerlerinden farklı olduğu değil, o durumla nasıl başa çıkılacağıyla ilgilenilmesi daha faydalıdır.
Çocukların bazıları, doğuştan itibaren kurallara, sınırlara ve çevresel etkilere daha kolay uyum gösterirken, bazıları ise kurallara ve sınırlara uyum göstermekte güçlük çekerler.
Özel öğrenme güçlüğü gösteren, aşırı hareketli olan çocuklar ebeveynleri zorlayan çocuklardır. Hele ki anne-baba başarı odaklı bireylerse. Bu gibi durumlarda anne-babanın daha enerjik olmaları ve diğer çocuklara oranla daha çok mesai harcamaları gerekmektedir. Özel öğrenme güçlüğü ve aşırı hareketlilik, kötü ebeveynlikten kaynaklanmaz. Ancak bu durumla başa çıkabilmek için etkili başa çıkabilme becerilerini geliştirmeleri gerekir.
Her çocuk hareketlidir. Bu hareketlilik doğal karşılanabilir. Fakat özel öğrenme güçlüğü ve aşırı hareketlilik olan çocuklarda bu hareketlilik gözle görülür bir biçimde diğer çocuklardan ayrılır. Yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında bu bitmeyen,tükenmeyen hareketlilik aradaki farkın gözle görülür bir şekilde fark edilmesine yardımcı olur.
Bu çocuklarda çoğunlukla öncelik olarak "Hiperaktif" olan kısım göze çarpar. Çocuk daha okul gibi bir kurallar zincirinin içinde bulunmadığı için "öğrenme" ile ilgili kısmı daha sonraları ebeveynlerin dikkatini çekmeye başlar. Sınıfta dersi dinlemede zorluk çekerler, ödev yapmak istemezler, sınıf içerisinde yerlerinde oturmakta zorlanır, sürekli ayağa kalkmak isterler. Okuma-yazma kaliteleri diğer yaşıtlarına göre daha zayıf olabilir.
Özel öğrenme güçlüğü ve aşırı hareketliliğin belirtileri aslında yedi yaşından önce görülür fakat fark edilmeyebilir. Okul öncesi dönemde de çocuğun çabuk sıkılması, agresif ve olayların sonuçlarını düşünmeden hareket etmesi belirtiler arasındadır. Hatta çocuk bunun belirtilerini bebeklik döneminden itibaren az uyuma, huysuz olma, çevresel değişikliklere aşırı tepki verme, az yemek yeme ve diğer bebeklerden daha farklı olmak ile gösterebilir. Okul döneminin başlaması ile beraber dikkat eksikliğine aşırı hareketliliğe bağlı olarak öğrenmede sorunlar ortaya çıkabilir. Erkek çocuklarda daha çok "aşırı hareketlilik" kısmı görülürken, kızlarda ise daha çok "Özel öğrenme güçlüğü" kısmı görülür.
Anaokuluna giden özel öğrenme güçlüğü ve aşırı hareketliliği olan çocuk, bir aktiviteden diğer bir aktiviteye geçerken güçlük çeker. Bu tarz çocuklar sosyal anlamda da güçlük çekerler. Arkadaşlık kurmada ve bu arkadaşlığı uzun süreli yürütmede zorlanırlar. Oyuncak paylaşımından, grupla yapılan aktivitelerden hoşlanmazlar. Okul öncesi dönemde başka çocukları itip kakma, vurma, ısırma ve bağırma gibi dürtüsel ve saldırgan davranışlar da gösterebilirler.
Okul öncesi belirtiler nelerdir?
Çocuklarda özel öğrenme güçlüğü ve aşırı hareketliliğin belirtileri, okul öncesi dönemde fark edilmeyebilir. Okul öncesi belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Elleri, ayakları sürekli kıpır kıpırdır, her yere tırmanır.
- Gelişimsel açıdan bazı gecikmeler olabilir. (Geç konuşma, geç yürüme gibi.)
- Kelime hazinesinin artışında yavaşlık görülebilir ve karmaşık cümleleri anlamada zorlanabilir.
- Duyar fakat dinlemiyor gibidir.
- Yön kavramı (sağ, sol, yukarı, aşağı) gelişiminde zorlanabilir.
- Kolay organize olamaz.
- Sabırsızdır, oyunlarda sırasını bekleyemez ve saldırgan davranışlar gösterebilir.
- Kısa süreli dikkat ve konsantrasyon güçlükleri çeker.
- Başkalarının konuşmalarını sürekli olarak keser ve bütün bir cümlenin bitmesini bekleyemez.
- Olayların sonuçlarını düşünmeden hareket eder.
- Bebeklik döneminden itibaren huysuzdur. Uyku ve yemek düzeninde bozukluklar gösterebilir.
- Verilen talimatları almada güçlük çeker.
- Genellikle dağınıktır ve kuralları sevmez.
Ailelere öneriler
- Yumuşak geçişler yapabilmesi için önceden günün programını belirtin.
- Limitlerinizi iyi belirleyin.
- Çocuğunuzu diğer çocuklarla karşılaştırmayın, onu olduğu gibi kabul edin.
- Onlarla mutlaka her gün oyun oynayın.
- Fiziksel olarak enerjisini boşaltması için ona alan tanıyın.
- Verdiğiniz talimatlarda, basit olmaya çalışın.
Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Yaptığınız aktiviteleri sonlandırırken onun eğlenmiş olmasına ve kendini başarılı hissetmesine önem verin.
Onu her durumda ve her koşulda sevdiğinizi sözel olarak belirtin ve bunu ona hissettirin.
Aşırı hareketli bir çocukla baş etmek anne-babaların sandığınızdan daha çok enerji ve mesaisini alan bir süreçtir. Bu sebeple kendinize özel zamanlar ve farklı ilgi alanları açmanız, hem sizin hem de çocuğunuz için önemli bir yatırımdır.
"Öğrenme güçlüğü, okuma güçlüğü (disleksi), matematik güçlüğü (diskalkuli) ve yazmada güçlük (disgrafi) olmak üzere üç alt tipten oluşmaktadır" diyen Uzmanlar aileleri bu konuda uyarıyor.
Aileler, öğretmenler sıklıkla çocukların derslerde başarısız oldukları gerekçesi ile uzmana başvurmakta ve ayrıntılı değerlendirmeler sonucunda tanı konmaktadır. Öğrenme güçlüğü, çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları kapsamında ele alınır ve tedavinin bir parçası olarak özel eğitim desteği önerilmektedir. Aile, öğretmen ve uzman üçgeninde sağlanan iş birliği ile bireylerin hem akademik hem sosyal, duygusal yaşamlarında başarılar elde etmesine yardımcı olmak amaçlanmaktadır.
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda akademik başarısızlık yanında sosyal ve duygusal güçlükler de gözlenir. Sınıf ortamında, arkadaşlarının içinde okuma, yazma, matematik gibi becerilerde hatalar yapan çocukların öz güven duygusu azalır, buna bağlı olarak ders çalışmayı reddetme, çabuk sıkılma, arkadaşları ile aynı ortamdan kaçınma gibi davranışlar gözlenmektedir.
Elbette ki öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarımız sadece başarısızlıkları ile anılmıyorlar. Onlar bir o kadar yaratıcılar, meraklılar… Bir bakarsınız yeni aldığınız bir cihazı, aleti kullanma kılavuzuna bile bakmadan öğrenmişler ya da çözülmesi zor olan bir matematik problemine ilişkin yaratıcı bir çözüm yolu geliştirmişler.
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarla çalışırken dikkat edilmesi gerekenler
Öğrenme güçlüğü yaşayan bireye, yaşadığı güçlüklerin zekası ile ilgili bir problem olmadığı, farklı öğrendiği, öğrenme için daha fazla zaman ayırması ve çaba göstermesi gerektiği uygun bir dille anlatılmalıdır. Bu şekilde birey, eğitim sürecinde belirlenen hedeflere ulaşmak için daha etkin katılım gösterebilecektir.
Bilgiyi işleme süreçlerinde birtakım farklılıklar olduğu için yeni bir bilgiyi öğrenmede daha fazla zaman ve çabaya ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle onlarla çalışırken sabırlı olmak, hoşgörülü olmak ve yapabileceklerine dair cesaret vermek yararlı olacaktır.
Etkinlik süresince bireyin herhangi bir tepki vermeden önce düşünmesi sağlanmalı, bireyin kendisinin kullanabileceği stratejiler geliştirerek kendine yeterli ve bağımsız çalışabilmesi desteklenmelidir. Örneğin; okuduğunu anlamayı artırmak için kendi kendini sorgulama tekniği bireye öğretilebilir. Bunun için bireyin kendisine “Bu metne neden çalışıyorum?”, “Metnin ana fikri ne?” gibi sorular sorarak nasıl daha fazla bilgi edinebileceğini araştırması sağlanabilir. Ayrıca bireylerin kendi hatalarını kendilerinin bulmasına olanak verilmelidir.
Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler düzenli ortamlara ihtiyaç duyarlar. Dış dünyalarının düzenlenebilmesi için listeler yapın. Ne yapacaklarını unutan ya da bilemeyen çocuklar bu listeleri çok faydalı bulacaklardır. Onların hatırlatılmaya, uygulama ve tekrar yapmaya, yönlendirmeye, sınırlar konulmasına ve düzene ihtiyaçları vardır.
Çalışma, dinlenme zamanlarının planlanması hem ders hem de dinlenme için zaman ayırmalarına yardımcı olacaktır.
Hatırlamalarına yardımcı olabilmek için onlara ipuçları, kafiyeler, kodlar, gruplandırmalar vb. bellek geliştirilmesine yardımcı olacak yöntemler kullanılmalıdır. Talimatlarınızı basitleştirin. Zamanlamayı basitleştirin. Basit cümleleri kavramak daha kolaydır.
Büyük projeleri, küçük ve bitirilmesi kolay parçalara bölün. Büyük projeler söz konusu öğrencilerin hemen yılmasına ve "Ben bunu bitirmeyi asla başaramam" demelerine neden olur. Oysa büyük bir işi, kolayca başarılabilir küçük parçalara bölmek onları ürkütmeyecek ve öz güven duygusu desteklenmiş olacaktır.
Uzman-Aile-Öğretmen işbirliği sağlanmalı, görüşmeler düzenli biçimde yapılmalıdır. Sadece sorun ortaya çıktığında görüşmek yerine belirli aralıklarla görüşmek daha yararlı olacaktır.
Çocuğun başarılarını yakalamak ve övmek için hep tetikte olun. Çocuklar, o kadar fazla başarısızlık yaşarlar ki, verebileceğiniz her türlü olumlu tepkiye ihtiyaçları vardır. Göz ardı edilmemesi gereken diğer bir nokta da; bu öğrencilerin övgüye çok olumlu tepki verdikleridir. Cesarete, çok ihtiyaçları vardır.
Öğrenme güçlüğüne sahip bireylerin öz güven duygularını geliştirmek, yapabileceklerine dair inançlarını arttırmak çok önemlidir. Amaç bireylerin kendine, çevresine faydalı olmalarını, toplumla uzlaşmalarını sağlamaktır. Bu amaç ile aileler, psikologlar, öğretmenler ve tüm uzmanlar işbirliği yapmalı ve bireylerin gelişimine destek olmalıdır. Farklılıkları olan tüm bireylere gereksinim duydukları ortamı hazırladığımızda, kendi yapabileceklerinin en iyisini yapacaklarını unutmayalım.